BEN ÖLMEK İSTEMİYORUM
- ZAFER ÇELİKEL
- 5 Kas 2020
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Mar 2021
Dövmek midir adamlık?
Öldürmek midir adamlık?
Yoksa ölümüne sebep olmak mıdır adamlık?
Sözünden yola çıkıp yazdığım Emine Bulut'un 'Ben ölmek istemiyorum' cümlesiyle başlamak istiyorum. Bu ve bunun gibi son cümlelere sebep olanlara... Çiçek gibi insanların hayatına son verdiniz, bahçeleriniz bahar görmesin...
Her yeni doğan şafakta kadın cinayetiyle uyanmak.Her gün bir yenisi daha. Acıyı hissedip haykıramamak.Her genç kızın düşündüğü gibi; bende ölür müyüm? deyip korkularla büyümek.
Bu psikolojiyi hiç yaşadın mı?
Peki ya anlamak için illaki yaşamak mı gerek?
Ya da bu cinayetleri yapanlar mı suçlu yoksa buna sessiz kalanlar mı?
Hiç sokaklarda yürürken arkana dönüp baktın mı?
Serviste, otobüste veyahut herhangi bir araçta korkuya kapıldın mı?
Ortamlarda takip edildiğini anladığında hiç sağa sola kaçıştın mı?
Peşinde biri olduğunu anladığında hiç telefonla konuşuyormuş gibi yaptın mı?
Anlamaman da normal çünkü;
Sokakta kesilip torbalara konulan kardeşin değil.
Kendini savunmaması için parmak uçları kesilen de kardeşin değil.
Sokakta başı taşla ezilerek öldürülende.
Tarihte tanık olmadığımız yeni yeni cinayet yöntemleri kadınlar üstünde uygulamakta. Söyleyin hangi vicdan kabullenir. Unutmayınız zulmü yapanlar kadar, zulme sessiz kalanlar da suçludur. Haberlerde sadece ayrılan 45 saniyeden ibaret olmamalı bir can. Bu kadar önemsiz olmamalı. Gözü yaşlı ailenin adliye koridorlarında çaresiz beklemeleri.' Sana mezarında bile rahat vermiyeceğim' diyen canilerin dışarda gezmesi. Adalet bu olmamalı. Diller lal, gözler kör, kulaklar sağır. Hey ses verin! Daha kaç tanesine tanıklık edeceğiz. Söyler misiniz?
Kadın cinayetleri meselesi tarih boyunca hemen her dönemde karşılaşılmıştır. Geldiğimiz bu çağda halen önlem alınmaması insanlık suçudur. Kadın cinayetlerinin başında;
Evli olduğu erkek tarafından şiddet, boşanma sonrası şiddet vb. gibi konular seyretmektedir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığından alınan yetersiz önlemlerden dolayı şiddet mağduru kişiyi psikolojik bir krizle baş başa bırakılıyor. Salgının ilk 20 gününde 21,ilk 3 ayında ise 70 kadın öldürüldü. Her 10 kadından 4 tanesi şiddet görmekte ve ölümle sonuçlanmaktadır. Son 12 yılda istatistiklerde;
2008'de 80, 2009'da 109, 2010'da 180, 2011'de 121, 2012'de 210, 2013'te 237, 2014'te 294, 2015'te 303, 2016'da 328, 2017'de 409, 2018'de 440, 2019'da 474 olmak üzere toplam 3.185 kadın öldürülmüştür.
2019'da işlenen 474 kadın cinayetinden 115'i şüpheli olarak kayıtlara geçmiş ve suçluları bulunamamıştır.
Öldürülme yöntemlerine göre kadın cinayeti istatistikleri
2019'da öldürülen 474 kadından 185'i ateşli silahla, 101'i kesici aletle, 29'u boğularak, 27'si darp edilerek, 19'u yüksekten atılarak, 6'sı kimyasal ilaç içirilerek, 6'sı yakılarak öldürüldü. 101'inin nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir.
Cinayet mekânlarına göre kadın cinayeti istatistikleri
2019 yılında; 292 kadın evinde, 52 kadın ise sokak ortasında öldürülmüştür.9’u arabada, 6’sı çalıştığı iş yerinde, 5’i otelde, 5’i parkta, 3’ü dükkanda, 2’si eğlence mekânında, 2’si hastanede, 1’i kafede, 1’i okulda, 1’i ise diğer bir kamusal alanda öldürülmüştür. Öldürülen kadınların 31’i su ve kenarı alanlarda öldürüldü veya cansız bedenleri bulundu. 32’si ise orman, mera, piknik alanı, bahçe, tarla gibi arazi alanlarında öldürüldü veya ölü bulundu. 3 kadın da ahır, metruk bina gibi ıssız yerlerde öldürüldü veya ölü bulundu. 29 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir.
Peki girilen bu amansız ve aşağılık yarış nedir?
Bunlar sadece kayıtlarda olanlardan ibaret. Sadece ulusal bir sorun olmakla kalmayıp tüm dünyada baş gösteren bir konudan bahsediyoruz. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonunun verilerine göre her sene yaklaşık 5000 kadın ve genç kız bu cinayetlere kurban gitmektedir.
Üstlendiği sorumluluklarla ve toplumdaki yeriyle ön planda olması gereken kadınlar bugün ise cinayetlere kurban gitmektedir. Öldürülme sebeplerinin sadece ailesel şiddetle kalmayıp bunlarla birlikte aldatma,kıskançlık,namus,geçimsizlik,töre,psikolojik gibi konularda vardır. Tüm bu suçlardan sorumlu tutulması ne acı. Peki bunlar suçluysa suçsuz kim?
Bu sorunların temelindeki ahlaki yapı, psikolojik sorunlar, eğitimsizlik ve toplumdaki cahiliye devrinden kalma 'erkektir yapar 'gibi durumlarda söz konusu. Yukarıda tüm bu suçlara hedef gösterilen kadınların tek suçu ise ellerinden olmadan kadın kimliğiyle dünyaya gelmesi.
Bu denli ciddi bir durumdan şikayetçi bizler ileriki safhalarda olayı nasıl önleyebiliriz;
Aile içi şiddet ilk uygulandığında “Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet kayıt formu” polis tarafından doldurulurken polisin şiddet riski ile ilgili (yönlendirici olma özelliğine sahip) vereceği kararın titizliği.
Dizi filmlerdeki şiddet sahneleri konusunda yapımcıların hassas davranması gerekmektedir.
KADES gibi uygulamaların bilinirliği yaygınlaştırılarak şiddete maruz kalan veya kalma riski içinde olan kadınların bu durumdan kurtulmaları sağlanabilir.
Saydığımız bu istatistik verilerde kurban verdiğimiz yakınlarımız da olabilirdi. Ya sessiz kalıp sıra bize gelene kadar bekleyeceğiz ya da bu acıyı tatmamak için aşağılık ve insanlık suçu olan bu olaya tepkimizi göstereceğiz.
Neslin devamı için doğurtan, sadakatle büyüten ve şefkatle sarılan tüm kadınların ve kız çocuklarının el üstünde tutulması gerekir.
El üstünde derken tabutu kast etmiyoruz.
#JIN,JİYAN,AZADİ
https://video.wixstatic.com/video/94a0a7_a89def0268ab4269910b14886d3ac690/1080p/mp4/file.mp4 (ŞARKIYI DİNLEYEBİLİRSİNİZ)
KADES: Kadın Destek uygulaması. Cep telefonuna bu uygulamayı indiren kadınlar kendini tehlikede hissettiği anda uygulamada bulunan kırmızı butona bastığında emniyete saniyeler içinde ihbar gidiyor. Böylelikle olay yerine en yakın güvenlik gücü bölgeye gönderiliyor.
Ayrıca bknz;
Ayrıca bknz;
https://zafercelikel.wixsite.com/sitem/post/bi-rey-ve-toplum (BİREY VE TOPLUM yazıma ulaşmak için ^)
İLETİŞİM
Comments