SEVGİNiN DİĞER ADI
- ZAFER ÇELİKEL
- 19 Nis 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 Nis 2021
O ki içinde merhameti,şefkati,sabrı barındırandır.Kişiyi yücelten,erdemli kılan ve en önemlisi insanı,insan kılandır.Çağımızda,ismi var olmasına rağmen kendisini pek görmediğimizdir.Sadece "seni seviyorum" kelimesine sığdırdığımızdan ibaret olmayandır.İnsanı yaşatan,hayata tutturan ve aldığı nefesi manalı kılandır.Girdiği ruha üfleyip,onu anlamlandırandır ,sevgi... Unutulmamalı!
"Sevgi,başlı başına bir devrimdir." Zafer Çelikel

Sevgi her zaman amaç olmalı bizim için.Amaçları ise iyi olduğu için arzularız.Elbette çok iyi vardır ama bazıları iyinin gerçek yüzüdür.Sevgiyi ve nefreti seçme imkanına sahibiz.Bunların varlığını biliriz ama bunlardan hangisini,hangisine yeğlediğimiz son derece önemlidir.
İçimizde simgesel olarak beslediğimiz iki köpek var.Bunlardan biri beyaz diğeri ise siyahtır.Beyazın olmadığı yerde mutlaka siyah hüküm sürecektir.Bizler hangisini daha iyi beslersek onu diğerinden daha güçlü kılarız.Bunlardan biri sevgi diğeri ise nefrettir.Sevginin olmadığı yerde mutlaka nefret vardır.Tıpkı gündüzün olmadığı yerde,karanlığın hakim olduğu gibi.Bakış açımızı değiştirip olayları temaşa ettiğimiz zaman,nefretti öldürmenin kolay olduğunu anlamamız gerek. Biliyoruz ki mutluluğun olmadığı yerde mutsuzluk,sevincin olmadığı yerde gözyaşı,barışın olmadığı yerde de savaş vardır.Mutluluğu öldüren bu menfi durumlar sadece zıddı değerlerle engellenebilir.Çünkü siyah olanlar tamamen mutluluğu yok etmek için tasarlanmıştır.
İki kişiden uzaklaşın:Nefreti,sevgisinden büyük olandan ve nasıl seveceğini bilmeyenden.
Bir yerlerde konumlanırken gerçek sevginin orda olup olmadığına bakmak gerek.Sevgi,doğru yerde değilse,ancak o zaman nefrete dönüşür.Konuyu biraz detaylandıralım. Ne kadar düşünce yapısı varsa bir o kadar da sevgi çeşidi vardır.Sevgi ise herkese karşı beslenilebilecek bir duygu olmadığı gibi,sadece "seni seviyorum" kelimesinden de ibaret değildir.Neden mi? O ne iki kelimeye sığabilecek kadar basit,nede her kalpte yer edinecek kadar acizdir.
Beslediğmiz sevgi ,kalpteki kandan beslenerek filizlenir.O yüzden kalpte ki güzellik ne kadar iyiyse,yeşerecek olan sevgi o kadar güçlü ve güzel olacaktır.Sevgi tüm evrenin ortak dilidir.Yüzlerce dil bilmemize gerek yok.Dünyanın neresinde olursa olsun,yürekteki kanla beslenip,kavi bir hal alan sevgiyi,acı çeken birisine vermek ise fikrimce en güzel hediyedir.Kalbimiz ne kadar büyükse o kadar sever,o kadar affederiz.Kendi kalbimizi büyütmenin yolu,kendimizi tanıyıp ve yine kendimize karşı şefkat göstermekten kabildir.Bizler ne kadar mutluysak,sevgimiz de o kadar kuvvetli olacaktır.Gizemini hâlâ günümüze kadar koruyan sevgi,eksikliği kadar fazlalığı da hayli zahmetlidir. Olağan seviyede sevilmeli her şey.Sevgi ne kadar derinse,nefrette o kadar derin olacaktır.Bu yüzden bazı şeylere haddinden fazla değer vermek ,onu ulaşılmaz kılmak ve onu normalitenin üstünde görmek mutlaka doğası gereği tersini doğurtacaktır.Optimum değerlerde olması gereken şeylerin orada kalması gerekir.Aşırı sevgi yaralar,sevgisizlikte öldürür.Nasıl mı?
Örneğin;Çok sevilen bir çiçeği koparıp,onu yanında taşımak sevgi değildir.Olması gereken,onu her gün gerektiği kadar sulamak ve ona şefkatle bakmaktır. Bazen,bazı şeylerin yerinde kalması onları değersiz kılmaz.Tam tersi,olması gereken yerde olduğu için daha da manalı kılar.

Gerçeğinde ya siyahız ya beyaz,ya hepiz ya hiç...İyi değerlerin tümünde olduğu gibi,sevgi de aslında tam da toplumun içinde yapılması gereken bir eylemdir.Bu eylemleri gerçekleştirmek için bir iş birliğine ihtiyaç vardır.Gerçekleştireceğimiz eylemleri irademizle yaptığımızdan,bizi olduğu kadar toplum dediğimiz yapıyı da etkileyen bir durumdur.Bunun için oksijenini solduğumuz bu gezegende,yaptığımız ve yapmakta olduğumuz davranışlar başta olmak üzere takındığımız hâl ve değerleri iyi bir şekilde idrak edip,hayatımızı daha da anlamlandırmamız gerekir.Anlamlandırılan hayat kişiyi milyon kez yüceltir.Biliyoruz ki her şeyin bir sonu vardır ama sevgi hariç.Sadece kişiye karşı değil;doğaya,hayvana,bitkiye ve önemlisi de kendimize karşı yapılan tüm eylemlerin içinde yer almalıdır.
Takınıp edindiğimiz iyi değerlerimizle ektiğimiz her tohum bizden sonrakiler için bir meyve ağacına dönüşecektir.Onlara siyah çatısı altında birleşenleri değil,beyaz diye adlandırdığımız,iyiyi doğurtan değerleri aşılamalıyız.Kin,nefret,husumet vb. etkenler nesiller arası ciddi cefaya sebep olur. Din,dil,ırk ve sınıf ayrılıkları gözetmeksizin,farklılıkların tümüne karşı açık,merhametli,hoşgörülü ve sevgiyle yaklaşılması gerektiğini öğrenip ve öğretmemiz lazım.
Bunlar birer ahlaki kuraldır.Ahlaki değerler ise iyi olduğu için mutluluğu getiren ölçütlerdir.
"Cehennemi diğer dünyada aramayın o sevginin olmadığı bu çağdadır." Zafer Çelikel

Esasında,nefret denen bir şey yoktur.Tıpkı mutsuzluk,hüzün,savaş vb. durumlar gibi.Mutsuzluğu yok eden bu etkenler,olması gerekenlerin yerinde olmamalarından dolayı hayatımızda.Peki hayatı elem dolu bir olguya çeviren bu değerleri tamamen söküp atmak mümkün mü?
Karanlığa tutulan bir fener belki gündüzü doğurtmaz ama tutulan yeri aydınlattığı da apaçık.Bunuda şöyle düşünürsek; herkesin lambasını yaktığı bir gece karanlığı...Bu yüzden hep beraber sevgi lambalarımızı yakalım.Çünkü;buna şimdi ihtiyacımız var.
Bizler çabayla değil,sevgiyle yaşarız.(Lev Tolstoy)
TÜM YAZILARA UKAŞMAK İÇİN
İLETİŞİM
Comments